Büyük açıklıklı sanayi yapılarının zemine oturan döşemeleri, üretim sisteminin tüm yüklerinin üzerine oturduğu, ağır iş makine, araç ve vinçlerinin üzerinde çalıştığı, fiziksel ve kimyasal oluşumların yüzeyini etkilediği düzlemlerdir. Yapı sektörü içinde endüstriyel zeminler olarak isimlendirilen bu döşeme oluşumları, sanayi yapılarında ağır çalışma şartları altında aşınmalara, kopmalara, kimyasal sıvıların yüzeyde çok sık bulunmaları sonucu bozulmalara ve dağılmalara sebep olmaktadır.
Bu olumsuz oluşumlara karşı zemin betonunun üzerine ilave olarak ince (0.5 – 5.0 mm.) bir koruma tabakası uygulanmaktadır. Bu tabakalar zemin betonu üzerine, beton prizini almadan hemen önce, birkaç katmanla oluşturulan uygulamalardır.
Zemine Oturan Endüstriyel Döşeme Türleri ve Uygulama Yöntemleri
Genellikle reçine esaslı malzemeler kullanılmaktadır. Özellikle epoksi ve poliüretanlar çok yaygın olarak kullanılan yüzey sertleştirici kimyasallardır. Farklı endüstriyel zemin uygulamaları şunlardır :
Epoxy Self – Levelling Kaplama Sistemleri
Poliüretan Self – Levelling Kaplama Sistemleri
Vinil Ester Kaplama Sistemleri
Metil Akrelat Kaplama Sistemleri
Coating Kaplama Sistemleri
Multi – Layer Kaplama Sistemleri
Laminasyonlu Kaplama Sistemleri
Anti Statik Kaplama Sistemleri
Su bazlı Epoxy Reçine Kaplama Sistemleri
Coaltar Epoxy Kaplama Sistemleri
Akrilik Reçine Kaplama Sistemleri
Reçine esaslı kaplama sistemlerini üç ana bölümde toplamak mümkündür.
Yüzeye nüfuz eden kaplamalardır ki; bunlar da akrilik esaslı ve poliüretan esaslı olarak ayrılabilmektedir. Bunlar beton yüzeyinde film tabakası oluşturmamakta, betonun mikro boşluklarına oturarak aşınma mukavemetini arttırmaktadırlar. Son derece ucuz olmaları sebebiyle ambarlarda vb. daha kaba alanlarda tercih edilen bu ürünler, yüzey mukavemetini arttırmakta, dolayısıyla tozumayı önlemekte ve yüzeyi şeffaflaştırmaktadırlar. Bu ürünler aynı zamanda geçirimsizlik sağlamakta ve kolay uygulanmaktadırlar. Poliüretan esaslı olanlar, akrilik esaslılara göre daha derine nüfuz edebilmektedirler.
İnce kaplamalar olarak isimlendirilen kaplamalardır. 250 mikron ile 1 mm. arasında olan malzemelerdir. Bunların reçine tipleri epoksi, poliüretan, akrilik ve furane olabilmektedir. Bu tip kaplamalar için uygulama yapılacak beton yüzeyin pürüzsüz olması gerekmektedir. Türkiye’deki uygulamalarda genelde pürüzsüz beton yüzeyleri elde edilemediği için bu kaplamalar pek uygulanamamaktadır. Avrupa’da ise en çok kullanılan kaplama çeşididirler ve maliyetleri de çok düşüktür. Türkiye’de en çok kullanılan ince film zemin kaplamaları; epoxy ve poliüretanlardır. Bu ürünler rulo ile ya da mala ile yayılarak uygulanabilmektedir.
Kalın zemin kaplamaları olarak isimlendirilen, 2-3 mm. arasında uygulanan zemin kaplamalarıdır. En yaygın olarak self levelingler (beton üzerinde kendisi yeni bir yüzey oluşturan ürünler) uygulanmaktadır. Self leveling, epoksi ve poliüretanlar kullanılabilmektedir. Avrupa ve Amerika’da “epoxy screed” diye tanımlanan 5 mm. kalınlığında mala ile yayılan ürünler mevcuttur. Ayrıca batıda kullanımı yaygın olan, Türkiye’ye daha yeni yeni gelmeye başlayan, pompalanabilen, self leveling çimento esaslı endüstriyel şaplar mevcuttur.
Endüstriyel zemin kaplaması yapılırken temel mühendislik kurallarına mutlaka uyulması gerekmektedir. Derzler kapatılmamalı ve kaplamaya aynen yansıtılmalıdır. Genleşme derzleri aynı kalınlıkta kalmalıdır. Türkiye’de son yıllarda hızla artan bu uygulamalarda yapılan genel ve önemli bir yanlış; reçine ve sertleştiricilerin torbalarla uygulama alanına götürülmesi, burada terazilerle veya kaplar ile muntazam olmayan ölçeklemeler ile karışımın yapılması ve uygulanmasıdır. Bu durumda endüstriyel zeminin performansı son derece düşük olmakta, eskime ve bozulmalar hızlı olmakta ve maliyetler artmaktadır. Gelişmiş batı ülkelerinde (Amerika’da, İngiltere’de, Almanya) satın alınan epoksi zemin kaplaması, uygulama alanına, reçinesi, sertleştiricisi, dolgu malzemesi karıştırılarak, hata yapma olasılığının minimuma indirgendiği hazır bir malzeme halinde gelmekte ve profesyonel ekip ve ekipmanlar ile uygulanmaktadır. Tüm bu yukarıda irdelenen yapısal öğelerin, bir sistem içinde bir araya getirilip bütünleştirilmesi için uygun yapım sistemine gereksinim duyulmaktadır.
Kaynak Tesisleri
2 Nisan 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder