29 Mart 2007 Perşembe

Birbiri ile Yarışan Gökdelenler

İnsanoğlu gittikçe artan bir hırsla gökyüzüne en yakın yerde yaşamak için devasa ve yapılması imkansız gözüken yüksek yapılar yapıyor. Bundan 5000 yıl önce Babil Kuleleri ile başlayan bu süreç, günümüzde birbiriyle yarışan gökdelenlerle devam ediyor.
İnsanoğlunun gökyüzüne olan hayranlığı insanlık tarihi ile eş denebilir. Belki de bu hayranlığın temelinde insanın ulaşılmaza olan merakı yatmaktadır. Tüm bunların yanında insanoğlu gittikçe artan bir hırsla gökyüzüne en yakın yerde yaşamak için devasa ve yapılması imkansız gözüken yüksek yapılar yapmaktadır. Ve biz bunlara “gökdelen” diyoruz.
Amerika’nın 1931 yılında yaklaşık 450 metre yükseklikte inşa ettiği Empire State Binası kendisine “göklerin efendisi” unvanını kazandırdığı gibi Amerika’ya da büyük prestij kazandırmıştır. Uzun yıllar hayranlık ve kıskançlıkla bakılan Amerikan gökdelenleri, Asya devlerinin dünya ekonomisinde lig atlaması ile yeni rakiplere sahip olmuştur. 1998 yılında Malezya’da inşa edilen Petronas Kuleleri uzun yıllar sonra gökdelenler dünyasındaki Amerikan üstünlüğünü bitirmiştir. Şu an dünyanın en yüksek gökdeleni Tayvan’daki Taipei 101’dir. Ancak bu unvanı çok uzun zaman koruyacağı düşünülmemelidir.
Çok kısa bir tanımla yüksek katlı (high rise) bina 35 metre veya daha üzeri yükseklikte olan binadır. Tabiki bu yükseklik zemin seviyesinden hesaplanmalıdır.
image hosted by ImageVenue.com
Yüksek binalara tarihsel bir bakış
Günümüz gökdelenlerini detaylıca incelemeden insanoğlunun ilk yüksek bina tecrübelerinden bahsetmekte fayda var.

Babil Kulesi
Eski çağların yedi harikasından biri sayılan Babil'in Asma Bahçeleri içinde bulunan Babil Kulesi, Tanrı Marduk adına yapılmıştır. Dağlık bölgelerden gelen Sümerliler, yükseklere taparlar ve yer ile göğü bağlayan kutsal bir ağacın varlığına da inanırlardı. Sümerliler yeri göğe bağlayan bu ağacı temsil eden ve Tanrıdağı dedikleri kuleyi zamanımızdan 5.000 yıl kadar önce yapmışlardır. Tevrat'a göre Babil Kulesi'ni Hz. Nuh'un torunları gökyüzüne ulaşmak, tanrının oturduğu yere varmak için yapmışlardır. Bu sebeple kule, Tevrat'ta insan gururunun utanç kaynağı olarak gösterilir.
Babil Kulesi'nin temelleri 90 metre genişlikteydi. Kule, 90 metre yüksekliğinde ve 7 katlı idi. Birinci katı 33, ikinci katı 18, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı katları 6, en üst katı ise 15 metre yüksekliğindeydi. 85 milyon tuğladan ve pişmiş tuğla harcından yapılan kulenin çevresinde rahip sarayları, ambarlar, konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış bir diğer tapınak olan Esagila'ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu vardı. Esagila 20 metre yüksekliğinde, 450 metre eninde ve 550 metre boyundaydı.
Bugün, Tevrat ve İncil'de de bahsedilen Babil Kulesi'nden geriye hiçbirşey kalmamıştır.

Salisbury Katedrali
İngiltere’de bulunan Salisburi katedrali, 123 metrelik yüksekliği ile dünyanın en yüksek katedralidir. Katedralin yapımına 1220 yılında başlanmış ve 1258 yılında yapımı tamamlanmıştır. Ancak günümüze kadar katedralin mimarisinde zamana uygun şekilde değişiklikler yapılmıştır. Katedral ilk yapımında taş kullanılmıştır ama 1945 yılında yapılan en son 30 metresinde mimarisine uygun olarak beton ve taş kullanılmıştır.

Qutab Minar
Qutab Minar 14 metrelik taban çapı ve 73 metre yüksekliği ile Hindistan’ın en yüksek taş kulesidir. Minare olarak 1191 yılında yapılan bu eşsiz yapıda kırmızı renkte taşlar kullanılmıştır.
Kendi zamanı için büyük bir şaheser olan bu yüksek yapı, günümüze dek ayakta kalmayı başarmıştır. Üzerindeki kabartma taş yazılar yapıya ayrı bir değer katmıştır. Minarenin tepesine çıkabilmek için 397 adet merdiven basamağı çıkılmalıdır.
image hosted by ImageVenue.com

Günümüz Gökdelenleri
1) Empire State Binası

Empire State binası ile gökdelenler tarihinin başladığını söylememiz yanlış olmaz. ABD’ye 20. yüzyılda büyük bir prestij kazandıran bu bina uzun yıllar (1931-1972) dünyanın en yüksek binası olma özelliğini korumuştur. 381 metre yüksekliğinde inşa edilen binaya 1950 yılında 70 metrelik anten eklenmiştir. Toplam olarak 450 metre yükseklikte olan bu yapının inşaat aşamasının sadece 18 ay sürmesi insanoğlunun azminin ve çalışkanlığının güzel bir örneğidir.
Dünya Ticaret Merkezi’nin (417 m) 11 Eylül saldırıları sonucu yıkılması ile Empire State eski unvanı olan “New York’un en yüksek binası” olmayı yeniden elde etmiştir.
11 Eylül saldırılarından bahsedilmişken, Empire State binasının buna benzer bir tehlike yaşadığı da bilinmelidir. 1945 yılının Temmuz ayında binanın 79. katına B-25 bomber uçağı çarpması sonucu 14 kişi hayatını kaybetmiştir. Bina 2 gün içinde yeniden açılmıştır.
Dünya Ticaret Merkezi ile Empire State binası arasındaki önemli farklardan biri, kullanılan beton/çelik oranıdır. Empire State binasında kullanılan beton/çelik oranı 60/40 iken Dünya Ticaret Merkezinde 40/60’dır. Bu oranın nasıl bir etki oluşturduğuna dair New York Yangın Departmanı Şefi Vincen Dunn’un görüşü şudur:

“Yangına karşı en dirençli yapı malzemesi betondur. Beton miktarı arttıkça yangına direnç artar. Direnç arttıkça da binanın yıkılma oranı o oranda azalır. Empire State ve Petronas Kuleleri gibi yüksek binalarda Dünya Ticaret Merkezi’ne oranla daha çok beton kullanılmıştır. 1945 yılında 10 tonluk bir uçak Empire State binasının 79.katına çarpmıştır ve yangın 35 dakika içinde söndürülmüştür. Eğer 11 Eylül saldırısı Empire State ya da New Yorkta’ki başka bir gökdelene yapılsaydı kanımca bu büyüklükte bir felaket yaşanmazdı.”
image hosted by ImageVenue.com
2) Trump Dünya Kulesi

Trump Dünya Kulesi New York’un en yüksek betonarme gökdelenidir. Ayrıca 2003 yılına kadar dünyanın en yüksek binası olma unvanını da taşımıştır. Trump Kulesi yüksekliği ve 44x23 m2’lik taban alanı ile dünyanın en narin yapılarındandır. Binanın çatısında 600 tonluk sönümleyici ek kütle oluşturulmuştur. Binaya renginden ve şeklinden dolayı “kara kutu” da denmektedir.

11:1 narinlik (slenderness) oranında projelendirilen bina için yeni mühendislik yaklaşımları ve metotlar geliştirilmiştir. Özellikle daha küçük ve hafif kolonlar için yüksek dayanımlı beton kullanılmıştır.

3) Petronas Kuleleri

Malezya’da bulunun Petronas Kuleleri, 2004 yılına kadar dünyanın en yüksek binalarıydı. 2004 yılında bu unvanı Taipei 101 almıştır. Şu an hala dünyanın en yüksek betonarme binaları olan bu kuleleri birbirlerine bağlayan ve yerden 170 metre yükseklikte olan gökyüzü köprüsü (sky bridge) binaya farklı bir görünüm ve estetik katmıştır. Diğer gökdelenlere göre farklı bir geometriye sahip kuleler modern mimarinin ve İslam mimarisinin izlerini taşımaktadır.

4) Taipei 101

Taipei 101 günümüzün en yüksek gökdelenedir. 508 metrelik bu muhteşem yapı 31 Aralık 2004 tarihinde Tayvan’da büyük bir törenle açıldı. Bu dev yapıda dünyanın en hızlı asansör sistemi kullanılmaktadır (1010metre/dakika). Binanın 80. katından deprem ve tayfuna karşı binanın periyodunu artıracak 730 tonluk sönümleyici ek kütle oluşturulmuştur.
image hosted by ImageVenue.com
5) Central Plaza

1992 yılında Hong Kong’da inşaası tamamlanan Central Plaza, postmodern mimarinin betonarme ile buluştuğu örnek bir yapıdır. Yapıldığı yıl dünyanın en yüksek binası olma unvanını kazanmıştır. Betonarme olarak inşa edilen binanın arsasının emlak değeri tüm inşaat masrafından daha fazla olması binayı daha da değerli kılmıştır.

6) İş Bankası Kulesi

Gökdelenler liginde Türkiye’nin gururu olan İş Bankası Kulesi (1) 181 metre yüksekliğindedir. Bina hem Türkiye’nin hem de Balkanların en yüksek betonarme gökdelenidir. İş Bankası Kompleksi 3 gökdelen, konferans salonu ve çok katlı otoparktan meydana gelir ve bunlardan 2 tanesi 36 katlıdır.

Kompleksin en yüksek kulesi olan İş Bankası Kulesi (1) ise 52 katlıdır. Kompleksin maliyeti 230 milyon dolar olarak ifade edilmektedir.

7) Sabancı Center

İş Bankası Kuleleri’nden 3 yıl önce yapılan Sabancı Kuleleri inşa edildiği yıl Türkiye’nin en yüksek yapılarıydı. Sabancı Center ikiz kulelerden oluşmaktadır. Sabancı Grubunun inşasını planladığı Sabancı Center III şu ana dek yapılamamıştır. Planlanan bina 220 metredir.


Gökdelenlerin yapımında kullanılan çelik ve beton birbiri ile kıyasıya mücadele etmeye devam etmektedir. Ancak şu bir gerçek ki kimse çeliğin betonun yerini alacağını söyleyemez. Şu an çelik iskeleti olduğunu bildiğimiz gökdelenlerde bile en az %40 oranında beton kullanılmaktadır.(Empire State %60 beton). Betonarme gökdelenlere en güzel örnekler olan Petronas Towers ve Trump World Tower, betonun yüksek dayanımını ve üstün özelliklerini tüm dünyaya gösteren en güzel yapılardır. İlerleyen beton teknolojisi ile günümüzde 200 Mpa gibi yüksek dayanımda betonlar yapılabilmektedir.

Gelecekteki gökdelen inşaatlarında melez sistemlerin kullanılacağı söylenmektedir. Bu sistemde en çok yükün bindiği alt katlarda beton, orta katlarda çelik çerçeve üzerine beton kaplama ve en üst katlarda hafif çelik kullanılacaktır. Bu şekilde, binanın dayanıklılığı arttığı gibi inşaat süresi ve maliyeti de azalabilmektedir. Tokyo ve Londra için tasarlanan “Milenyum Süper Kuleleri” bu sistemle yapılacaktır. Tokyo’da yapılmaya başlanan 800 m’lik gökdelen dünyanın en yüksek binası olma rekorunu ele geçirmek için büyük bir aday. Ancak Çin’de Hong Kong’da yapılması planlanan 1128 metre’lik “Biyonik Kule” projesi şimdiden akıllara durgunluk veren bir projedir. 300 kat olacak binada yaklaşık 100.000 kişinin yaşaması bekleniyor. “Dikey şehir” olarak da bilinen bu projede binanın deprem ya da rüzgar etkisine karşı dirençli olması için temeli ters bir şemsiye modeli şeklinde tasarlanmıştır.

Hiç yorum yok: