29 Mart 2007 Perşembe

Sanayİ Yapilarini Tehdİt Eden 10 Felaket

Ne Kadar Hazırsınız?



Amerika kıtasında Florida’da son 10 gündür devam eden IVAN kasırgası bir çok yapıyı yıkarken felaketler karşısında yapıların dayanıklılığı konusunu da yeniden gündeme getirdi. Her ne kadar ülkemizde yıkıcı kasırgalar yaşanmasa da yapılarımızı tehdit eden felaketler var. İşletme yöneticilerinin cevaplaması gereken bir soru da burada gündeme oturuyor. Sanayi yapılarını tehdit eden felaketlere ne kadar hazırız ?



Sanayi yapıları kuruluş ve yapım maliyetleri yüksek olan yapılardır. Ayrıca üretim programlarında meydana gelen aksama ve duraklamaları hiçbir işletmeci istemez ve bu yönde tedbirlerini alır. Felaketler yapılara hasar verebileceği gibi üretim programını kesintiye uğratarak da zararlı sonuçlar doğurabilmektedir. Bu da işletmecinin istemeyeceği bir durumdur. Bu yüzden sanayi yapılarının çoğunda kuruluş aşamasında ve işletme aşamasında ortaya çıkabilecek felaketler tespit edilmekte ve kesin önlemler alınmaktadır. Felaketler ile yıkılan sanayi yapılarının birçoğunun yeniden inşası söz konusu olamayabilir.



Her ülke için milli servet ve istihdam kaynağı olan sanayi yapılarının korunması ve üretimlerinin sürekli olması ekonomiler için çok önemli ve çok değerlidir. Sanayi yapılarını korumak için önce hangi tehditlerin varlığı söz konusu bunun ortaya konması gerekmektedir. Bazı sanayi yapıları için yangın ihtimali birinci sıradaki tehdit ikin bazıları için su baskını ya da deprem birinci sırayı alabilir. Biz bir genelleme yaparak ülkemizdeki koşullara göre bir sıralama yaptık. Buna göre sanayi yapılarını tehdit eden felaketleri şöyle sıraladık:

10 FELAKET



1- Deprem

2- Yangın

3- Sel

4- Sabotaj

5- Korozyon – Eskime - Yorulma

6- Kar Yükü

7- Fırtına (Rüzgar)

8- İş Kazaları

9- Kirlilik

10- Enerji Kesintileri



1- Deprem


Türkiye bir deprem ülkesi olup, yüzölçümünün %90’ ı ve nüfusun %92’si deprem bölgesi içinde kalmaktadır. Yapılara gelen dış etkiler arasında deprem etkisi çok önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye’de yapılacak büyük açıklıklı sanayi yapılarının tasarımında ve yapısal oluşumunda, deprem faktörü çok önemli bir etkendir. Mühendislik ve yapı kalitesi bir sanayi yatırımı için önemsense de zemin etütleri ve zemin iyileştirme konuları yaşadığımız iki büyük depremden sonra gereğince önemsenmeye başlamıştır. Sanayi yapılarının büyük bir kısmının İzmit, Körfez, Adapazarı ve Düzce gibi depremin etkisinin en çok kendini gösterdiği bölgelerde olması Türkiye’de sanayi yapıları için depremi birinci tehdit haline getirmektedir. Deprem etkilerine karşı yapısal tedbirler önem kazanmaktadır. Deprem bölgeleri, fay hatları, zeminlerin özelliği ve oluşacak deprem şiddeti bugünkü bilimsel çalışmalarda tespit edilebilmektedir. Her ne kadar depremin zamanı önceden bilinemese de depremin etkilerinin önceden tespit edilebiliyor olması tedbir almak ve afetlerin felaketlere dönüşmesini engellemek için yeterlidir. Bu amaçla geliştirilen Coğrafi Bilgi Sistemi (GIS) ile deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında gerekli bilgiler anında görüntülenmekte ve felaketler esnasında tedbir ve müdahaleler de hızlıca yapılabilmektedir.



2- Yangın

Sanayi yapıları, bir ulusun en büyük mal varlıkları ve ulusun ihtiyacı olan ekonomik gücün en önemli parçalarıdırlar. Her birisi birer milli servettir. Ürettikleri ürünlerin nitelikleri ve nicelikleri, ithalat ve ihracat potansiyelleri, doğrudan ulusun dünya ekonomisi içindeki durumunu etkilemektedir. Görülmektedir ki bu tür yapılarda can ve mal varlıklarının yangına karşı korunumu, tesisin yapım sistemi tasarımı ve işletilmesi açısından çok önemli bir faktör olmaktadır.



Büyük açıklıklı sanayi yapılarının taşıyıcı sisteminin yapımında en uygun malzemenin çelik olması fakat çeliğin yangına dayanımının zayıf olması, bu yapılarda taşıyıcı sistemin yangına karşı korunması için ilave önlemler alınmasını gerektirmektedir. Sistemin taşıyıcılığının yangın sırasında mümkün olduğunca az etkilenmesi için, kolonlardan başlamak üzere bütün taşıyıcı sistem birleşenlerinde özel yangına dayanım önlemleri alınmaktadır. Çalışan personelin yangın korunumu eğitimi alması ve ilk müdahalelerinin etkili olması felaketi önleyebilmektedir.



Yangın korunumunda temel amaçlar şunlardır :

Yangın çıkış olasılıklarının azaltılması,

Can güvenliğinin sağlanması ve sürdürülmesi (Kaçışları sağlayacak uygun yol ve çıkışların sağlanması),

Malvarlığı kayıplarının en aza indirilmesi (yangının yapı içinde ve yapılar arasında yayılımının önlenmesi).



Diğer yapı türlerinde olduğu gibi büyük açıklıklı sanayi yapılarında da yangın korunumu çalışmaları; yapının işlevi, üretim sistemi, yapı yönetmelikleri ve standartları, yangın sigortası kuralları ışığında :

Pasif yangın korunumu,

Aktif yangın korunumu

olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilmektedir.



3- Sel (Su baskını)

Sel felaketleri ve su baskınları ülkemizde sıklıkla görülmektedir. Sanayi yapıları su basma riski olan bölgelere kurulmamakta ya da yeterli ıslah çalışmaları ve altyapı tedbirleri alındıktan sonra yapılaşma gerçekleşmektedir. Yapısal olarak büyük çatı yüzeylerine sahip olan sanayi yapıları aniden bastıran sağanak yağışlarda çatıdan gelen büyük miktarda su ile karşılaşabilir. Altyapısı zayıf ya da bakımsız olan tesislerin bu gibi durumlarda su baskınları ile karşılaştığı gözlenmektedir. Su baskınları karşısında sanayi yapıları için iki önemli tedbir öne çıkmaktadır:



1- Altyapı sisteminin yapının büyüklüğü ile doğru orantılı ve çalışıyor olması,

2- Altyapı sistemlerinin periyodik olarak bakımdan geçirilmesi ve ani sağanak yağışlara hazırlıklı olması



4- Sabotaj (Terör)

Sanayi yapıları kötü niyetli kişilerin hedefi olabilmektedir. Terör eylemleri işletmeleri hedef alabilmektedir. İşten çıkarıldığı için çalıştığı işletmeye sabotaj girişiminde bulunma çok sık olmasa da görülen olaylardır. Bu tip olayların yaşanmaması için güvenlik önlemlerinin yeterli olması gerekir. İşletme giriş çıkışlarının kontrollü olması, metal dedektörleri, kamera ile izleme sistemleri, şifre ile geçilebilen bölümler vb. ile işletmeler gerekli önlemleri alabilmektedir.



5- Korozyon – Eskime


Sanayi yapıları genel olarak çelik konstrüksiyon ile yapılamaktadır. Çelik, betonarme yapılara göre su, rutubet, nemden daha çok etkilenmektedir. Üretim esnasındaki makine, vinç, forklift vb. faktörlerin hareketleri ve yükleri yapı sisteminin yıllar içinde yorulmasına, eskimesine ve aşınmasına sebep olmaktadır. Yapıların periyodik bakım ve onarımlarının yapılmamasının zaman içinde üretimi aksatması hatta durdurması bile söz konusudur. Yapılardaki aşınmalar ve yıpranmalar için zamanında alınmayan önlemler yapı sistemlerinin sil baştan yapılamasını bile gerektirebilir. Örnek olarak çelik yapı elemanları aşırı paslanma sonucu işlevini yitirebilir. Böyle bir durumda paslanmaya karşı anti-pas ve boya sürmek ile alınan basit tedbirler işe yaramaz ve yapı ömrünü vaktinden önce bitirmiş olur.



6- Kar Yükü

Kar yükü sanayi yapıları için büyük bir tehdittir. Sanayi yapılarının işlevleri gereği istenen kolonsuz mekanlar, yapılarda çelik makas, uzay kafes gibi çatı sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırmaktadır. Bu sistemler yapım maliyetlerinin yüksek olması nedeni ile çok hasas hesaplar ile projelendirilmektedir. Hesapları 3 mt kar yüksekliğine göre düzenlenmiş bir çatı sistemi 4 mt kar yüksekliğinde çökme riskini taşır. Böyle durumlarda kar çatı üzerinden bazı yöntemler ile uzaklaştırılarak önlemler alınmaktadır. Fakat 2004 kışında İstanbul ve çevresinde aniden etkili olan karın bazı sanayi yapılarının çatılarını çökerttiği gözlenmiştir.



7-Fırtına (Rüzgar)

Su baskını, kar yükü ve rüzgarın sanayi yapıları üzerinde etkilerinin diğer yapı türlerine göre daha fazla olması sanayi yapılarının sahip olduğu büyük cepheler ve yüzeylerdir. Tonlarca ağırlığında uçaklar havalanmak için kanatlarının yüzeyini ve hız ile elde ettikleri rüzgar gücünü kullanmaktadır. Bir sanayi yapısının yüzeyinin uygun bir rüzgarda uçmak istemesi doğaldır. Uçması ise felakettir. Amerika’nın güney sahillerinde etkili olan şiddetli fırtınalar ülkemiz de gözükseydi birinci sıraya fırtına felaketlerini koyacaktık. Fakat ülkemizde felaketler konusunda birinci sırayı deprem sonrası yaşananlar almaktadır.



8- İş Kazaları

Yoğun bir üretim ve hareket temposunun yaşandığı işletmelerde iş kazalarının olma olasılığı yüksektir. Büyük iş kazaları işletmelerin üretim programının aksamasına hatta durmasına sebep olabilir. Tedbirsizlik ve yeterli önlem alınmadığı için ortaya çıkan kazalar işletmenin kapatılmasını dahi gündeme getirebilir.



9- Kirlilik

Sanayi tesislerinin üretim gerçekleştirirken kimyasal, biyolojik vb atıklar üretmektedir. Günümüzde gelişen bilim ve teknoloji sayesinde gerekli özen gösterildiğinde atıkların bir çoğu arıtılabilmektedir. Fakat maliyetleri artırdığı gerekçesi ile gerekli özenin gösterilmediği tesisler önce çevresini giderekte tüm dünyayı tehdit eden kirliliğe sebep olmaktadır. Bu tip işletmeler her ne kadar ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olsalar da çevre halkının haklı tepkisi ve baskısı sonucu üretimi durdurma zorunluluğu ile yüz yüze gelmektedirler. Böyle bir sonucun ortaya çıkmaması için sanayi tesislerinin atık arıtma ve çevreyi kirletmeyen bir üretim şekline sahip olmaları gerekmektedir. Dünyamızın daha fazla kirliliğe tahammülü kalmadığı ve insan soyunun kendi neslini tüketmekle karşı karşıya kaldığı uyarıları göz önüne alınmalıdır.



10- Enerji Kesintileri

Bir çok sanayi tesisi gün içinde 24 saat üretim yaparak kesintisiz ve vardiyalı çalışmaktadır. Böyle bir tesiste üretimin durmaması gerekir ve bu yönde tedbirler alınır. Enerjinin kesilmemesi ve üretimin durmaması bazı işletmeler için hayati önem taşır. Bu yüzden birinci maddeden beri sıraladığımız felaket sebeplerinin enerji kesintilerine sebep olması başlı başına bir felaket olarak ortaya çıkar.



Sıraladığımız tüm bu felaket sebepleri ortaya çıkma olasılığı olan olaylardır. Bu olaylar oluştuğu zaman felakete dönüşmemeleri ancak alınacak tedbirler ile mümkündür. Bu felaket sebepleri oluştuğu zaman sanayi tesislerinin ne kadar hazır ve felaketi önlemekte ne kadar becerikli olduğu sorusuna işletme yöneticilerinin cevap verebilmesi gerekir.

Hiç yorum yok: